Sevgili Yurttaşlarımız ve soydaşlarımız,
Bilindiği üzere İslam’a ve Peygamberimiz Hz. Muhammed’e (s.a.v.) çirkin yakıştırmalarda bulunan kötü niyetli ve provokatif bir filmin internet ortamında yayınlanması Müslüman toplumumuzu derinden incitmiştir. Meydana gelen bu menfur olayı esefle kınıyoruz.
Öte yandan kabul edilmesi asla tasvip edilmeyen sözkonusu çirkin ve kışkırtıcı film, demokratik tepkilerini dile getirmek isteyen Sdney’de yerleşik Müslümanlar tarafından protesto edilmiş; ancak barışçıl bir şekilde toplanan protestocuların içerisindeki bir kısım provokatörün çıkardığı taşkınlık sonucunda bazı göstericiler ve güvenlik görevlileri yaralanmış, ortaya çıkan tablo toplumda endişe doğmasına sebebiyet vermiştir.
Başta Melburn olmak üzere Viktorya’da yerleşik dini ve toplum kanaat önderlerinin desteği ile hem bu çirkin filmin hem de filmin yayınlanması akabinde meydana gelen ve içinde yaşadığımız Avustralya toplumu gözünde İslam’ın imajını haksız yere zedeleyen aşırı eylemlere karşı sağduyu ve sükûnet çağrısında bulunmaktayız.
Avustralyalı Müslüman Türkler, insanların kutsal değerlerine karşı saygısız davranışları ve hakaretleri kabul etmediği gibi, bu davranışlara karşı şiddete başvurarak yasadışı protesto gösterilerini de asla tasvip etmemektedirler.
Nitekim küçük çocukların eline hiçbir şekilde tasvip edilmesi mümkün olmayan, İslam’ın ruhuna tamamen aykırı ve barışçıl niteliğini bozan pankartların verilmesi de hepimizi yaralayıcı olmuştur. Yapılacak taşkınlıklar, yasadışı gösteriler ve çevreye rastgele saldırılar tam da bu art niyetli komployu hazırlayan azınlığın çıkarlarına hizmet edecektir.
Çok kültürlülüğün devlet politikası olduğu Avustralya’da ve 160,000’in üzerinde Müslüman’ın yaşadığı Viktorya’da, her kesim ve inanıştan insan kendi inançlarını koruyarak bir arada barış ve huzur içerisinde yaşamlarını sürdürmektedir. Keza, Melburn’da yaşayan Müslüman Türkler, bulundukları toplum içerisinde uyumlu, yasalara saygılı ve her bakımdan çevresine örnek olacak davranışlar sergilemektedirler. Bu huzur ve barış ortamını bozmaya, hiç kimsenin hakkı yoktur.
Beklentimiz; din, dil ve kültür temelinde toplumu ayrıştıracak ve ırkçılık ile nefret suçlarını körükleyebilecek provokatif davranışlara karşı, Avustralya kamuoyu kanaat önderlerinin erdemli bir tutum sergileyerek sorumluluk ve duyarlılıklarını göstermeleridir. İnanıyoruz ki, Avustralya saygın ve başarılı çokkültürlülük politika ve uygulamalarıyla, diğer ülkelere de örnek olabilecek potansiyele sahiptir.
Bu nedenle Avustralya’da yerleşik yurttaş ve soydaşlarımızın, aşırılıkları besleyecek ve Müslümanların imajını zedeleyecek hareketlerden kesinlikle kaçınacakları ve bu ülkenin vatandaşları olarak toplumsal hayatın her alanına verdikleri değerli katkıları sürdürecekleri yönündeki inancımız tamdır.