Kardeşlerim!
Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı; Allah'ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik.”
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Bana itaat eden Allah’a itaat etmiş, bana karşı gelen Allah’a karşı gelmiş olur...”
Kıymetli Kardeşlerim!
Bugün Cuma; inananların bayramı. Bugün Mevlid Kandili; neşe, sevinç günü. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Hâtemü’l-Enbiyâ Muhammed Mustafâ (s.a.s)’nın dünyayı teşriflerinin yıldönümü bugün.
Bugün, beşeriyetin, en kutlu doğumuna şahitlik ettiği mübarek bir gündür. Bugün, insanlığın en kurak, en makûs dönemlerinden birinin daha sona ermeye yüz tuttuğu gündür. Bugün, Âdemoğlunun efkârını kaplayan küfür ve cehalet bulutlarının bir kez daha dağılmaya mahkum olduğu gündür. Bugün, yerlerin ve göklerin Muhammedî nura gark olduğu gündür.
Kardeşlerim!
Kerim Kitabımızda biz müminler için en güzel örnek olarak takdim edilir Allah Resulü (s.a.s). Rabbimiz, kendi sevgisine mazhar olmanın, Habibini sevmeye ve onun yolundan gitmeye bağlı olduğunu bildirir. Zira, Peygamber sevgisi bir beşere duyulabilecek en ulvi sevgidir. Peygamberin yolu güzellikler yoludur. Peygamberin yolu, hak, hakikat, adalet, sadakat, ahlak yoludur. Onun yolu, merhamet, şefkat, hoşgörü, birlik, beraberlik yoludur. Bu yol, her iki âlemde huzur ve mutluluğa götüren kutlu bir yoldur.
Kardeşlerim!
Efendimiz (s.a.s), kızgın çölün bereketsiz topraklarında bedevî insanlardan oluşan bir toplumdan İslam medeniyetinin nüvesini teşkil eden medeni bir toplum inşa etmiştir. O, aşağıların aşağısına yuvarlanmış insanlığı ulvi değerlere kavuşturmuştur. Kin, nefret ve intikam toplumunu sevgi, muhabbet, şefkat ve rahmet toplumuna dönüştürmüştür. Bu yüzdendir ki, Allah Resulü (s.a.s), bütün Müslümanların her zaman ve her asırda örnek alacağı yegâne rehberdir. Yeter ki onun rehberlik ve örnekliğine her daim başvurabilelim. Yeter ki ona hayatımızın her safhasında yer verebilelim. Yeter ki onun insanlık âlemine takdim ettiği değerlere hakkıyla riayet edebilelim.
Kardeşlerim!
İnsanlık bugün doğusuyla batısıyla, kuzeyiyle güneyiyle topyekûn, çok çetin bir sınavdan geçmektedir. Bugün yaşanan amansız zulümler, yürekleri burkan şiddet, oluk oluk akan kan, dinmeyen gözyaşı, yitirilen umutlar, heba olan hayatlar, insanlığın zorlu bir vicdan imtihanından geçtiğini göstermektedir. Özellikle gönül coğrafyamızda aynı kitaba, aynı peygambere inanan, aynı duyguları paylaşan insanların birbirlerine karşı sergiledikleri acımasız tutumları hepimizi derinden yaralamaktadır.
Kardeşlerim!
Unutmamak gerekir ki bu olumsuzluklar karşısında her birimizin yükümlülükleri vardır. İnananlar olarak, Kerim Kitabımız ve Efendimizin insanlığa takdim ettiği yüce değerler ile hayatımızı tezyin etmek ve bunlar uğrunda mücadele vermek hepimizin aslî görevidir. Her birimiz Rahmet Elçisinin bize miras bıraktığı hak, hakikat, ahlak, merhamet, şefkat, adalet, kardeşlik anlayışını ailemize, toplumumuza ve tüm insanlığa taşımakla sorumluyuz. Bunu başarabildiğimiz takdirde insanlık özlediği güzel günlere, saadet asrına yeniden kavuşacaktır. İşte o zaman dünya gerçek medeniyetlere yeniden yelken açacaktır. İşte o zaman Efendimizin mevlidi bizim dünyamızda gerçek anlamını bulacaktır. Gerçek şu ki; Efendimiz (s.a.s)’in örnekliği ve rehberliği, Müslümanların ve insanlığın içine düştüğü her türlü bâdireyi atlatması ve özlenen aydınlığa, vicdana, insafa kavuşması yolunda yegâne sığınaktır.
Kardeşlerim!
Bu duygu ve düşüncelerle mevlid kandilinizi tebrik ediyorum.
Rabbimiz! Mevlid-i Nebi’yi ülkemiz, gönül coğrafyamız ve bütün insanlığın huzuruna vesile eyle! Rabbimiz! Bizleri kendine hakiki kul, habibine gerçek ümmet olanlardan eyle!